Skip links

Kontrat Lojistiği

Biz

Çözümlerimiz

Sektörler

İletişim

Talay Logistics Sürdürülebilirlikte Öncü Adımlar Atıyor

Talay Logistics Sürdürülebilirlikte Öncü Adımlar Atıyor

Yeşil dönüşümün lojistik sektöründeki genel etkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Küresel iklim değişikliği sonrası hızlanan Yeşil Dönüşüm, özellikle en çok karbon salımına yol açan sektörlerde öne çıkıyor. Bu sektörlerden biri olan lojistik sektörü de global ölçekte bu dönüşüme öncülük ediyor diyebiliriz. Karbon salımını minimize eden intermodal, multimodal, deniz yolu ve demir yolu gibi taşımacılık modları, giderek daha çok tercih ediliyor. Kara yolu taşımalarında da emisyon değerlerini büyük ölçüde azaltan sıkı kurallar getiriliyor. Bu süreci zorunlu hale getirdiği için AB Yeşil Mutabakat da Yeşil Döşümü bir bakıma “mecburi istikamet” haline getiriyor.

İhracatının yarıya yakınını AB ülkelerine gerçekleştiren Türkiye’de, Yeşil Dönüşümde zorunlu adımları atamayan firmaların ayakta kalması bir hayli zorlaşacak. En azından AB ülkelerine girmeleri imkânsıza yakın hale gelecek. Türkiye’deki şirketlerin bu konuyu çok ciddiye aldığını ve Yeşil Dönüşüm yatırımlarına önemli bütçeler ayırdığını memnuniyetle söyleyebilirim.

Firmanız, çevresel sürdürülebilirlik ve karbon ayak izini azaltma konusunda ne gibi adımlar atıyor?

Türkiye’de, çevreci taşımacılık modu olarak da bilinen intermodal taşımacılığın öncülerinden ve Yeşil Lojistik Belgesi’ni alan ilk şirketlerden biriyiz. Sektörde Yeşil Lojistik uygulamalarının yaygınlaşmasına sağladığımız katkıyla öne çıkıyoruz.

Geçen yıl #YarınınYolu sloganıyla yüzde 100 elektrikli çekici yatırımı yaptık. Ülkemizde filosuna yüzde 100 elektrikli çekici dâhil eden ilk lojistik firmasıyız. Elektrikli çekici sayımızı 2030’da 15’e çıkarmayı hedefliyoruz.

Kara yolu taşımalarımızda kullandığımız çekicilerimizin düşük emisyonlu olmasına azami özen gösteriyor, karbon salımını minimuma indiriyoruz. Lojistiğin her alanında hizmet veren uluslararası bir entegre lojistik şirketi olarak, intermodal ve deniz yolu taşımalarımıza büyük önem veriyoruz. Geçen yıl yeşil lojistik uygulamalarımız sayesinde 80 bin tonluk karbon salımının önüne geçtik, 180 milyon kilovatsaat enerji ve 30 milyon litre dizel tasarrufu sağladık.

Elektrikli veya hibrit araçların kullanımı, lojistik operasyonlarınızda nasıl bir değişim yarattı?

Yüzde 100 elektrikli çekicimizi genellikle fabrikadan limana, limandan fabrikaya taşımalarımız için kullanıyoruz. Aracımız şimdiden 30 bin kilometre civarında yol katetti. Tabii ki bu mesafelerde karbon salımı yapılmadığı için tamamen çevre dostu taşımalar gerçekleştirdik.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, depolama ve taşımacılık süreçlerinizde ne derece yaygın?

Büyükçekmece’deki genel merkezimizde yer alan binalarımızın çatısına güneş panelleri kurduk. Yüzde 100 elektrikli çekicimizin şarjını, bu güneş panellerimizden elde ettiğimiz enerjiyle dolduruyoruz. Genel merkezimizin yanı sıra Şekerpınar’daki garajımıza da elektrikli şarj ünitesi kurduk. Aşama aşama depolarımız da dâhil bütün binalarımızın çatılarını güneş panelleriyle donatarak, tükettiğimiz enerjinin önemli bir kısmını yenilenebilir kaynaklardan sağlamayı hedefliyoruz.

Gelecek beş yılda yeşil lojistik alanında hangi yenilik ve gelişmeleri öngörüyorsunuz?

Bütün dünyada etkisi hissedilir şekilde artan küresel iklim değişikliği ve iklim krizi ile birlikte artık hem bireylerin hem de şirketlerin Yeşil Ekonomi ve Sürdürülebilirlik hassasiyetleri de artıyor. Bu hassasiyet artık iş yapış şekillerinde daha çevreci ürün ve hizmet taleplerini de beraberinde getiriyor. AB Yeşil Mutabakat ve Paris İklim Anlaşması gibi uluslararası kuralların yanında ülkeler de iç hukuklarında Karbon Nötr hedefi doğrultusunda yeni yasalar çıkarıyor.

Bu kapsamda önümüzdeki 5 yılda Yeşil Lojistik uygulamaları daha hızlı gelişecek. Lojistik sektöründe emisyon değerlerini minimize etmek için alternatif yakıtla çalışan ve elektrikli araçlar yaygınlaşacak. Rota optimizasyonuyla karbon salımını düşürmek için otonom araç kullanımının da artacağını düşünüyoruz.

Sadece taşıma aşamasında değil, depolama ve ambalajlama gibi bütün lojistik süreçlerinde çevresel sürdürülebilirlik odaklı yöntemler ve malzemeler kullanılacak. Yenilenebilir enerji kullanımı ve enerji tasarrufu dana çok öne çıkacak. Kullanılmış ürünlerin ve atıkların geri dönüşümü amacıyla tersine lojistik faaliyetleri yaygınlaşacak. Böylece kaynak israfı önlenerek verimlilik artışı da sağlanacak.